Öneriler

Jujutsu Kaisen hayranları için heyecan dorukta! Merakla beklenen TV animesi Jujutsu Kaisen‘in üçüncü sezonu olan “Ölüm Yolculuğu Bölüm 1” (Death Tour Part 1)‘in fragmanı sonunda yayınlandı. Fragmanda verilen bilgilere göre, yeni sezon Ocak 2026’da yayınlanmaya başlayacak.

Sinemalarda Özel Gösterim Fırsatı

Yeni sezonun başlangıcını kutlamak amacıyla, hayranlara özel bir sinema etkinliği düzenleniyor. “Jujutsu Kaisen Filmi: Shibuya Olayı Özel Baskı” (Jujutsu Kaisen the Movie: Shibuya Incident Special Edition) ve “Ölüm Yolculuğu Ön Gösterim” (Death Tour Advance Screening) adlı film, 7 Kasım Cuma gününden itibaren sinemalarda gösterime girecek.

Bu özel filmde, ikinci sezonda izlediğimiz ve büyük ses getiren Shibuya Olayı arkının özel bir versiyonu yer alacak. Ancak asıl heyecan verici olan kısım, uzun zamandır beklenen yeni bölüm “Ölüm Yolculuğu Bölüm 1”‘in ilk ve ikinci bölümlerinin dünya prömiyerinin bu özel gösterimde yapılacak olması. Böylece hayranlar, yeni sezonu herkesten önce izleme fırsatı bulacak. Gösterimler dünya çapında peş peşe düzenlenecek.

Yeni Hikaye Neleri Getirecek?

Shibuya’dan tüm Japonya’ya yayılan lanetin hikayesi, “Jujutsu Kaisen Filmi” adı altında sinemalara taşınıyor. Bu durum, serinin artık daha geniş bir alanda geçeceğinin ve hikayenin kapsamının büyüyeceğinin bir işareti. Yeni sezonda Yuji Itadori ve arkadaşlarının, Gojo Satoru’nun yokluğunda nasıl ayakta kalacakları ve tüm ülkeyi etkisi altına alan bu lanetle nasıl mücadele edecekleri merak konusu.

Jujutsu Kaisen, karmaşık hikayesi ve dinamik aksiyonuyla anime dünyasında kendine sağlam bir yer edindi. Yeni sezon ve özel gösterim filmiyle serinin hayran kitlesi daha da genişleyecek gibi görünüyor. Siz bu gelişmeler hakkında ne düşünüyorsunuz? Yeni sezon için en çok hangi sahneyi bekliyorsunuz?

Animelerin genel olarak Japonya merkezli hikayelere sahip olduğu çoğu kişi tarafından bilinen bir gerçek. Peki hiç farklı ülkelerde geçen farklı ülkelerin hikayelerinden esinlenilen animeler yok mu sorusuna gelecek olursak elbette ki var. Bunun en yakın örneklerini Türkiye’de geçen ya da Türkiye’den esinlenilen animeler de görebiliriz. Bu yapımların kimi zaman İstanbul’un tarihi sokaklarında kimi zaman da Osmanlı’dan esinlenilmiş diyarlarda geçtiğini görmekteyiz. İşte Türk kültüründen ilham alınan animelerden bazıları:

1.Shoukoku no Altair (Altair: A Record of Battles)

İsminden tam olarak anlaşılmasa da bu anim Osmanlı’nın ruhunu taşıyan fantastik bir anime olarak karşımıza çıkıyor. Hikayede baş karakter Mahmut Paşa, “Türkiye Stratokrasi” adlı bir ülkeyi savaşlardan korumaya çalışan genç bir general. Kıyafetlerinden mimarisine, yemeklerden devlet yapısına kadar birçok unsur Osmanlı’yı andırıyor. İpek halılar,hilalli sancaklar, kubbeli saraylar ve divan meclisi gibi detaylar Türk kültürünü anime estetiğiyle buluşturuyor. Siyasi entrika, barış mücadelesi ve savaş taktikleriyle dolu bu seri, tarih meraklıları için de oldukça tatmin edici.

2. Karakuri Circus

Bu anime tam olarak İstanbul’da geçmiyor aslında. Bölümlerinin çoğu Japonya’da geçiyor olsa da kısa bir bölümde karakterler İstanbul’a uğruyor. İstanbul Boğazı’nın eşsiz manzarası, tarihi cami siluetleri ve şehrin eski atmosferi gözler önüne seriliyor.İstanbul, burada hikayenin geçici bir durağı olsa da şehrin dokusu sahneye derinlik katıyor. Türk izleyiciler için de bir bölüm de olsa İstanbul’u görmek keyif verici oluyor.

Türkiye’nin sadece bir durak gibi geçmediği, atmosferin hissedildiği nadir sahnelerden biri.

3.Spriggan

Spriggan, antik uygarlıkların peşine düşen ajanların hikayesini anlatıyor. Hikayenin bir bölümü de doğrudan içinde çeşitli hikayeler barındıran Anadolu topraklarında geçiyor.

Kazı alanları, mağaralar ve taş yapılar, bölgeye özgü bir hava katıyor. Arka plandaki coğrafi çizimler, dağlar ve yapılar Türkiye’nin tarihi bölgelerini anımsatıyor. Türkiye bu animede sadece bir mekan olarak değil aynı zamanda bir arkeolojik sır taşıyan merkez olarak işleniyor. Kısacası Türkiye’nin mitolojik derinliğini işleyen bir anime diyebiliriz.

4.Magi: The Labyrinth of Magic

Bu anime direkt olarak Türkiye’de geçmiyor ancak Türk, Orta Doğu, Fas gibi çeşitli kültürlerin harmanlanmasıyla oluşturulmuş bir anime olarak karşımıza çıkıyor.Kapalıçarşı’yı andıran pazar yerleri, hamamlar, saray mimarileri, baharat kokulu sokaklar ve desenli halılar animedeki bu kültürel karışımın gözler önüne seren örneklerden bazıları.

Sadece bu kadarıyla kalmayıp karakter isimleri (Alibaba, Aladdin, Sinbad) ve hatta mekan tasarımları bile Anadolu masallarından fırlamış bir anime izliyormuş gibi hissettiriyor.Yani bu anime izleyenlere hem tanıdık hem de büyülü bir atmosfer sunuyor.

5.The World of Golden Eggs- Turkey’s Hill

Bu animasyonsa duğrudan Türkiye’de geçen bir anime değil aslında. Ancak isminde geçen Türkiye kelimesi Türk anime izleyicilerinin dikkatini çekiyor.

Absürt komedi olarak karşınıza çıkan bu anime ise ismiyle dikkat çekse de Türkiye’yle bağlanmayan bir örnek. Ancak Türkiye isminin bile global animasyonlarda karşımıza çıkması izleyicileri cezbedebiliyor ve izlerken insanın aklına acaba Türkiye’den esinlenilen bir anime mi tarzında sorular getiriyor.

🌍6- Leviathan — Netflix’te yayınlanan bir anime

• Alternatif bir Steampunk 1. Dünya Savaşı evreninde geçiyor.
• Hikâye, Avusturya-Macaristan prensi Alek ile Britanya Hava Servisi’ne gizlice katılan Deryn Sharp’ın macerasını anlatıyor.

🕌 İstanbul’da geçen sahneler

Netflix’in resmi bölüm listesinde, bölüm 5 ve 6, İstanbul’a özel odaklanıyor:

• Bölüm 5: “Far to the East” → Mürettebat İstanbul’a ulaşır, kaçış planları kurulur.
• Bölüm 6: “Shadows of Istanbul” → Sultan ile görüşmeler, Deryn’in İstanbul sokaklarında kaybolan bir sahne, Alek’in Almanca birliklerden kurtarılması gibi olaylar gerçekleşir.

📺 İstanbul sahnelerinin atmosferi

Yani burada tarihi dokular, Osmanlı ilhamlı teknoloji ve şehir atmosferi animenin görsel kimliğine sinmiş durumda.

Sonuç olarak yukarıda incelediğimiz animelerde Türkiye için mekansal ya da kültürel esinlenmeler görebiliyoruz. Bu animeleri izlerken kendimizden bir parça görmek hem gurur hem de heyecan verici. Ayrıca akıllara bir gün tamamen Türkiye’de geçen bir anime olur mu tarzında sorular getirmiyor değil. Peki siz tamamen Türkiye’de geçen bir anime olsa onu izler miydiniz?

Anime dünyasının gişe canavarı Demon Slayer, her yeni projesiyle olay yaratmaya devam ediyor. Özellikle Japonya’da, serinin popülaritesi akıl almaz boyutlara ulaşmış durumda. Hal böyle olunca, yeni bir Demon Slayer filminin biletlerinin satışa çıkması haberi bile büyük bir heyecan dalgası yaratıyor. Peki, gerçekten Demon Slayer filmi için Japonya’da bilet satışları başladı mı ve başladıysa biletler ne kadar sürede tükenmiş olabilir?

Japonya’da Demon Slayer Bilet Çılgınlığı

Öncelikle belirtmek gerekir ki, Demon Slayer‘ın Japonya’daki gişe rekorları kırma potansiyeli neredeyse sınırsız. “Mugen Treni” filmiyle bunu zaten fazlasıyla kanıtladılar. Bu nedenle, yeni bir Demon Slayer filminin biletlerinin satışa çıkması durumunda yaşanacak tabloyu tahmin etmek hiç de zor değil: Büyük bir izdiham ve anında tükenme!

Japonya’da anime filmlerine olan ilgi, özellikle popüler seriler söz konusu olduğunda, Batı’daki beklentilerin çok ötesinde olabiliyor. Biletler genellikle çevrimiçi platformlar üzerinden veya belirli sinema zincirlerinin gişelerinden satışa sunuluyor. Ancak talep o kadar yoğun oluyor ki, sistemlerin çökmesi, web sitelerinin kilitlenmesi veya gişelerin önünde uzun kuyruklar oluşması gibi durumlar sıklıkla yaşanıyor.

Peki, Biletler Ne Kadar Sürede Tükenmiş Olabilir?

Eğer yeni bir Demon Slayer filmi için Japonya’da bilet satışları resmen başlamışsa, “ne kadar sürede tükenmiş olabilir?” sorusunun cevabı büyük ihtimalle dakikalar, hatta saniyeler içinde olacaktır. Özellikle ilk gösterimler, özel etkinlikler veya sınırlı sayıdaki hediyeli biletler için bu süre çok daha kısalacaktır.

Cevap sadece 10 dakika. Tüm biletler satışa çıktığı an içinde 10 dakikada tükendiler.

Bu durum, sadece Japonya’daki hayran kitlesinin büyüklüğüyle değil, aynı zamanda Demon Slayer‘ın Japon kültüründeki yerleşmiş popülaritesiyle de ilgili. Seri, sadece bir anime veya manga olmanın ötesine geçerek bir kültürel fenomen haline gelmiş durumda. Çocuklardan yetişkinlere kadar geniş bir kitleye hitap ediyor ve bu da bilet satışlarındaki hızı katbekat artırıyor.

Güncel Durum ve Beklentiler

Şu an için (2025 yılı Temmuz ayı itibarıyla) elimizde net bir “Demon Slayer filmi biletleri satışa çıktı” haberi bulunmuyor. Ancak serinin yeni bir sinema filmi veya özel bir gösterim etkinliği duyurulduğunda, Japonya’daki bilet satışlarının muhtemelen yukarıda bahsedilen çılgınlıkta olacağını gönül rahatlığıyla söyleyebiliriz.

Hayranların yapması gereken tek şey, resmi duyuruları yakından takip etmek ve biletlerin satışa çıkacağı anı kaçırmamak için tetikte beklemek! Çünkü Demon Slayer söz konusu olduğunda, her saniye önem taşıyabilir. Sizce yeni bir film gelse, biletler ne kadar sürede tükenir? Fikirlerinizi bizimle paylaşın!

Merhabalar, bugün sizlere yeni izlemiş olduğum Demon Slayer’dan(Kimetsu No Yaiba) bahsedeceğim.

Öncelikle animemizin kaç bölüm olduğundan bahsedelim;

Kimetsu No Yaiba (2019) Sezon 1/26 Bölüm
Kimetsu No Yaiba : Mugen Ressha-hen (2020) Film

Açık ara son dönemlerin en iyi animelerinden olabilir, gerek çizimleri gerek konu olarak. Müziklerini ele almıyorum bile, izleyenler anladı beni. Her neyse, her zamanki gibi anlatıma geçelim;

Karlı dağların başında yaşayan Tanjiro Kamado adlı bir genç, kömür satmak için evinden ayrılıyor. Ertesi gün eve döndüğünde bütün ailesi iblisler tarafından katledilmiş durumdadır, Nezuko Kamado hariç. Nezuko’nun hala yaşadığını gördüğünde onu kurtarabileceğine inanıp kardeşini sırtlanıp onu şehre götürüyor. Bu sırada Nezuko uyanıp bir anda abisi Tanjiro’ya saldırıyor. Tanjiro önce ne olduğunu anlamasa da, sonrasında Nezuko’nun iblisle aynı kan kokusuna sahip olduğunu farkeder. Sonrasında ise Nezuko saldırmayı bırakıp bir anda ağlamaya başlar. Bu sırada bir iblis avcısı olan Giyu Tomioka, Nezuko’yu öldürmeye gelir, fakat Tanjiro buna engel olur. Giyu, Tanjiro’yu saf dışı eder, fakat Nezuko, Tanjiro’nun önüne siper olur. Giyu, Nezuko’yu öldürmez fakat ikisini de bayıltır. Tanjiro uyandığında Giyu çoktan gitmiş, Nezuko ise yanında baygın yatıyor ve ağzında bir bambu bulunur. Tanjiro kardeşini tekrardan insana dönüştürmek için İblis Avcısı olmaya karar verir, ve sonra iblislere karşı olan iki kardeşin hikayesi başlar.

Sayı:147
MAL Puanı :9.05

Hikaye Punpun’un ilkokul hayatı ile başlar. Sevdiği kız okuldan yeni ayrılmıştır, fakat kısa süre sonra Aiko Tanaka isimli yeni bir kız sınıfa transfer öğrenci olarak gelir ve Punpun, Aiko’dan ilk görüşte hoşlanır.Aiko’ya olan hisleri yavaş yavaş gelişmeye başlarken, Punpun arkadaşlarıyla takılan ve ergenliğe yeni yeni adım atan sıradan bir çocuktur. Punpun’un arkadaş grubu, gözlük takan ve iyi bir çocuk olan Shuntarou Harumi, ailesiyle sorunları olan ve suçlu bir çocuk olan Seki Masumi, küçüklüğünden beri ” kaka tanrısı ” adını verdiği bir tanrıyı görebilen ve Sekiyle yakın arkadaş olan Shimizu Koh’tan oluşur.Punpun’un masum hayatı bir gün babasının annesini hastanelik etmesi ile son bulmuştur.annesinin hastenede kalması ve babasının da bir suçlu olmasından dolayı dayısı ona bakarken, Punpun yetişkin olmaya doğru ilerler. Onu iyi veya kötü olarak etkileyen sarsıcı olaylarla karşılaşır ve bu olaylar onda yetişkin olmanın ne demek olduğu sorusunu uyandırır.Punpun’un hayatındaki başarılar,başarısızlıklar,ailevi sorunlar,çevresel sorunlar,aşk gibi olayların Punpun’un hayatını nasıl şekillendirdiği yönünde ilerleyen türü seinen olan birazcık karanlık bir manga kendisi.Seri boyunca ana karakter ve ailesi aşırı basit çizilmiş birer kuş biçiminde resmediliyor. yalnızca punpun’un değil, diğer karakterlerin de hikayelerine yoğunlaşan bölümler olduğundan çok tekdüze bir yol izlemiyor seri.Anlatım tarzı ve hikayesi seriye başlarken dikkat çekiyor,çizimlerindeki gerçekçilik ise biraz korkutucu.öneririm oldukça gerçekçi ve okurken hayatı sorgulatan bir seri Oyasumi Punpun.Buradan sonra yazacaklarımı mangayı okumayı düşünen arkadaşlarım kesinlikle ama kesinlikle okumasın;bu manga hiç bir spoiler yemeden bir an önce bitirmeniz gereken bir seri eğer spoiler yerseniz seriden alınan zevk minimuma düşecektir muhtemelen.

punpun normlar ve değerlerle yazılmış eserlerin, özellikle shounen diyelim burada,tam tersi yazılmış bir seinen manga seridir.seinen serileri toplumdaki ahlaksızlıkları,gerçek norm ve değerlerin dışında kalan yanlışları kabullenebilen insanlar için yazılmış mangadır. adalet ve toplumun kendisinin insanlar üzerine yüklediği ahlaki değerler göreceli bir kavram.edebiyat tarihine baktığımız zaman, onca zaman geçmesine rağmen bu tarz eserleri asıl değerli kılan,insani değerleri kendi içlerinde güzel bir şekilde kurcalayıp, okuyucuya anlatan eserlerdir.toplumu alakadar eden konular seinen konularının genel konularıdır aslında.o yüzden punpun’u diğerlerinden ayıran anlattığı aşırı uç konulardır; cinayet, ihanet, psikolojik bozukluk, tanrıyı ve insanın kendi iç sesini sorgulaması tarzında.

punpun’un annesi ile babası sorunlu aile için iyi bir örnek;annesiyle tartışan babası annesini hastanelik etmesi,daha sonra ise annesinin durumundan ve babasının suçlu olmasından dolayı punpuna göz kulak olmak için punpunun dayısı devreye giriyor. işler bir şekilde yoluna koyulduktan sonra okulda sınıflarına yeni gelen ‘aiko’ isimli kızdan hoşlanan punpun’un başına asıl hayal kırıklıkları ve sorunları bundan sonra gelmeye başlıyor,bu olaylar yaşanırken diğer yan karakterlerin de hikayelerini görmek mümkün.serideki en büyük olaylardan bir kaç tanesi şöyle geliyor,punpun’un aiko’nun annesini öldürmesi,ve aiko’nun yaşanmışlıkları kaldıramayıp intihar etmesi.

uzun lafın kısası okunacak güzel,anlamlı bir seri